Geçmişten Günümüze Ayakkabının Tarihi Kitabı
Kitap bölümümde de özel bir yere sahip olan ve Sanat Tarihçisi ve Araştırmacı yazar değerli hocam Süleyman Faruk Göncüoğlu’nun kalema aldığı, “Geçmişten Günümüze Ayakkabının Tarihi Ayağınıza Uğurlu Gelecek” isimli kitabını beğeniyle okudum. Kitap bölümümde farklı kitapların ve okuduğum kitapların tanıtımlarını sizinle paylaşmak istiyorum.
Sizinde bir kitabınız varsa yada kitap öneriniz varsa lütfen yorum bölümüne yazın yada bana mail gönderin.
Kitabı ilk elime aldığımda “Ayakkabının Tarihi mi olurmuş yahu” diye içimden geçirmedim değil. Ancak kitabı incelediğimde hakikaten, içindeki çok önemli bilgileri ve nadir görülen ayakkabı fotoğraflarını görünce ayakkabının tarihine saygı duydum. Bu anlamda değerli hocam Süleyman Faruk Göncüoğlu‘nu böyle bir kitabı hem tarih hem de ayakkabı camiasına kazandırdığı için canı gönülden kutluyorum.
Geçmişten Günümüze Ayakkabının Tarihi Kitabı
Sanat Tarihçisi ve Araştırmacı Yazar Süleyman Faruk Göncüoğlu‘nun kaleminden çıkan Ayakkabı Kitabı , ayakkabı hakkında içerdiği bilgilerle ve içindeki birbirinden enfes eski ayakkabı fotoğraflarıyla okuyucunun hem zihnine hem de gözüne hitap ediyor.
Ayakkabının da kitabımı olur demeyin, bende ilk gördüğümde öyle demiştim ama okuyunca meğer neymiş bu ayakkabı dedim. Kitabı okuduktan sonra “Dost başa, Düşman ayağa bakar” deyiminin önemini bir kez daha kavradım.
İlk İnsan, İlk Ayakkabı…
İlk insandan beri insanoğlu korunma ve barınma ihtiyaçları için sürekli arayış içerisinde olmuş. Vücudunu doğanın vahşi yönlerinden korumak için aklını ve imkânlarını kullanarak daha iyi şartlarda yaşamın peşinden gitmiştir.
Bu kimi zaman belki bir hayvanla, kimi zaman en zor iklim şartlarıyla mücadele şeklinde oldu kimi zaman ise başka şekilde. Toplayıcılıktan avcılığa, demir ve tunç devirlerinden, yerleşik hayata geçişe bu uzun maratonda insanın en temel ihtiyacı olan ve büyük ihtimalle yeryüzünde kendisine ilk aradığı nesne olan ayakkabıydı.
Geçmişten Günümüze Ayakkabının Tarihi sürecine baktığımızda, ilk ayakkabı kimi görüşe göre bir ot parçası, kimi görüşe göre ise bir ağaç kabuğuydu. Yaşam şartlarına, iklim koşullarına göre de sürekli değişmiştir.
Kültürlerin, toplumların simgesi olan ayakkabı, sosyal ve ekonomik statünün belirlendiği bir dönem de yaşamaktadır. Çeşitlenerek, değişerek gelişen ayakkabı tarihte olduğu gibi geleceğimizde de var olacak…
Mağara Duvarlarındaki Ayakkabılar
Yüz binlerce yıllık geçmişi olan deri kültürü ve onunla paralel gelişen ayakkabıların ilk örneklerine mağara duvarlarındaki resimlerde, kabartmalarda, heykellerde rastlanmaktadır. İlk parmak arası sandaleti Sümerlerin yaptığı biliniyor. Ayakkabı Eski Mısırda, Hititlerde, Romalılarda ve Yunanlılarda farklı şekillere ve çeşitlere girerek varlığını devam ettirdi.
Türk Ayakkabıcılığı ile ilgili en eski belge İbn-i Batuta Seyahatnâmesi’ndedir. Araştırmalara göre Türk dilinde ayakkabı anlamını karşılayan en eski sözcük edik’tir. Divan-ı Lügat-it Türk’te “edik” sözcüğü etik ya da “etük“ diye geçmektedir. Hatta Anadolumuzda bir çok köyde “Çedik” sözü lastik ayakkabılar için kullanılmaktadır. Orta Asya’da II. Pazırık Kurganı kazısına elde edilen çizmeler ve deri ürünleri biz Türklerin o dönem ki ayakkabı ve deri kültürü hakkında bilgilendirmiştir.
Türk Kültür Tarihinde Ayakkabı
Türk kültür tarihinde ayakkabı biçimleri Orta Asya’dan başlayarak çeşitlenerek değişik isimlerle anılmıştır. Orta Asya’da başta çizme olmak üzere çarık, başmak gibi ayakkabı türleri giyilmiştir.
Bu kültür Selçuklular ile Anadolu’ya taşınacak ve Osmanlı’da kumaş, çini, tezhip, minyatür, ahşap gibi sanat dallarında kullanılan motifler ayakkabı üzerine işlenecekti.
Türklerin Orta Asya’dan Anadolu’ya getirdiği çizme dışında, Osmanlılar Çarık, Edik, Yemeni, Çedik, Kelik, Başmak, Mest, potin, kaloş, lapçın, karçın, çapula, katır, terlik, mercan terliği, takunya, nalın gibi ayakkabılar giymiştir.
Geçmişten Günümüze Ayakkabının Tarihi serüvenine gelinceye kadar insanların en temel ihtiyaçlarını karşılayan ayakkabılar ilk dönemler belki sadece doğanın zararlarından korumak için kullanılırken zaman içerisinde gelişerek modanın da etkisiyle bir sanat dalı haline gelmiştir.
Türk Ayakkabıcılık Tarihi’nin En Zengin Fotoğraf Arşivi
Geçmişten Günümüze Ayakkabının Tarihi adlı kitap çalışması, bugüne kadar ihmal edilmiş bir çalışmaydı.
Yeni çıkan ve büyük bir titizlikle hazırlanan bu kitap, Türk ayakkabıcılık tarihinin zengin fotoğraf arşivi ile desteklenerek kaleme alınmış halidir.
Yaşadığımız coğrafya ve kültür tarihi kapsamında, lisans ve yüksek lisans tezlerinde, Yerel Ayakkabının Tarihi konusunu işleyen kaynaklarda ve kıyafet tarihini veren çalışmaların kapsamı içerisinde ayakkabıcılık tarihimiz de verilmeye veya anlatılmaya çalışılmış.
Bugün kütüphane raflarında mevcut pek çok eser yer almaktadır. Sadberk Hanım Müzesi tarafından kendilerinde mevcut ayakkabı koleksiyonu ilgili kitap çalışması gibi harika örnek yayın gibi.
Kütüphane ve arşivlerimiz bu konu da zengin olmasına rağmen Türk Ayakkabıcılık Tarihi’ni derli toplu ele alan bir çalışmanın yayınlanmamış olması ilginçtir.
Orta Asya’daki II. Pazırık Kurganı kazısına elde edilen çizmeler ve deri ürünlerinden itibaren Türklerin o dönemden bugüne bir ayakkabı ve deri kültürü hakkında terli toplu bir çalışma olan ve Süleyman Faruk Göncüoğlu’nun hazırladığı bu kitap çalışması, Türk Ayakkabıcılık Tarihi’nin kısa bir belgeseli tadında güzel bir çalışma ortaya konulmuş…
Hiç görmediğimiz birbirinden muhteşem ayakkabı fotoğraflarının yer aldığı kitap “Ayağınıza Uğurlu Gelecek” sloganıyla ve Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği‘nin katkılarıyla hazırlandı…
Kitabı Bulamayanlar veya temin etmek isteyenler aşağıdaki numarayı arayabilirler veya mail atabilirler…
Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği
Çağrı Merkezi: 0212 549 71 71
Mail Adresi: info@tasd.com.tr